Küçük bir çocuğa,
bir çiçeğe ya da vahşi ortamında bir hayvana bakalım. Ne görürüz? Yaradılışın
bir güzelliğini, doğanın güzelliğini görürürüz; o kalbimize dokunur. O doğal
nefesin güzelliğidir.
Bir
karşılaştırma yapabilmek için caddede bir yürüyüşe çıkalım ve günlük işlerini
yapan stresli yetişkinlere bir göz atalım. Büyük olasılıkla göreceğimiz şey çok
sayıda ciddi ve genellikle de üzgün ifadeli yüzlerdir. Nazik olarak, ıyı giyinerek,
makyaj yaparak ve hatta estetik ameliyat yaptırarak güzel gözükmeye çalışan birçok
insan görürürüz. Ama temel her şeyin kayıp olduğunu hissederiz. Bu bir çocukta var
olduğunu gördüğümüz birşeydir. Bir oyunculuk, neşe ve doğal bir ifade duygusu.
Ne oldu? Çocuğun
doğal güzelliğine ne oldu da o ciddi ve gergin bir yetişkine dönüştü? Çocukluğun
ilk çağlarıyla yetişkinlik arasındaki yıllarda kaybolan şey ne? Basitçe su: Bir
şekilde karnın yumuşak kalmasına yol açan , kalbi açan ve bütün varlığın doğal
bir güzellik yaymasını sağlayan derin ve doğal şekilde nefes alma kapasitesinin
kaybolması.
Bunun yanında çocukluğumuzda
canlı, çocuksu özelliklerimiz sürekli olarak yargılanır. Ve biz sürekli olarak
yargılanırız ve aşağılanırız. Bu yüzden de kendimizde birşeylerin yanlış
olduğuna düşünürüz.
Kendi
benliğimizi aşağıya çeken, bedenimizi de yansıyan ve bizi itici yapan bir tutum
geliştiririz. Parlayan gözlerimizi, esnek bedenimizi ve oyun dolu ifadelerimizi
yitiririz. Kilo problemleri yaşayabilir ya da içmeye başlayabiliriz veya cinsel
bir varlık olarak kendimize olan güveni kaybederiz. Daha mutlu ve güzel gözüken
insanları gördüğümüzde kıskanç ve öfkeli bir hale geliriz. Nefesimizi tutarız.
Hayatımızda
başlangıcında doğal olan bir şey bugün çaba gösterilmesi gereken bir şeye
dönüştü. Bu da derin doğal nefes almadır. Bir zamanlar neşe ve güzellik kaynağı
olan şey şimdi hayatımızda en fazla unutulan kısmı oluyor. Şimdi derin bir
şekilde nefes almak, güzel hissetmek ve stresli bir yaşam tarzımıza rağmen
hayatın tadını çıkarmak sanki bir iş gibi geliyor. Doğal şekilde nefes alma
kapasitemizi yitirdiğimizde yeni doğmuş bir çocuk olarak bu hayata getirdiğimiz
güzelliği de kaybediyoruz.
Ve
henüz kaybetmemiş olduğumuz ne varsa onları da her geçen gün aldığımız her sığ
nefesle biraz daha yitiriyoruz. Erken yaşlanıyoruz, hayata karşı hissettiğimiz heyecanı
yitiriyoruz ve ciddi bir şekilde hastalanma aşamasına doğru hızla yaklaşıyoruz.
Biz sevgiyiz, güzelliğiz ve güveniz ama bu özelliklerin farkına varabilmek için,
büyüyüp çiçek açabilmek için bilinçli nefes almayı öğrenmemiz gerekiyor.
Kaynak: Nefesin Muhteşem Gücü –
Dr. Devapath
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder