İçimdeki küçük kız ile uzun zamandır iletişim kuramamıştım. O kadar zıhın de ve koşuşturma ile geçiyor ki hayat...Gelecek kaygısı, hayat mücadelesi, kafaya lüzumlu lüzumsuz taktığımız bir sürü anlamsız kaygılarla gelip geçiyor...
Bir bakmışım ki 2012 de hızlıca geçmiş....21 Aralık gelmiş çatmış...Herkesin ağzında başka bir varsayım var. Yeni bir dönem yeni bir bilinç düzeyine girdiğimiz söyleniyor. Bazıları-da kıyamet tellallığı yapıyor.
Benim hissettiğim ise artık hayat beni özümün istediklerini yapmaya ve onları duymaya zorluyor.
Bazen kendimi eski çamaşır makinaları vardır elbiseyi koyup obur taraftan sıkarak çıkarırsınız. Öyle sıkışmış hissediyorum.
Kendi kendimi sıkıştıran benim tabii...Bir yanda özümün istekleri, bir yanda yaşamda hayatta kalma mücadelesi, bir yanda ileriye adım atmamı engelleyen korkularımla mücadele etmem.
Tüm bu karmaşaların arasında zihnimi sakinleştirmek için ve içimdeki çocuğun sesini duyabilmek için bir meditasyon çalışmasına katıldım.
Meditasyonun amacı içimizdeki çocukla tekrar iletişim haline geçmekti. Gençlik anlarından başlayıp ilk okul ve 0 - 6 yaş arasına kadar gittik... Ve bir çok sahne gözümün önüne geldi. Ama bunlardan en çok etkilendiğim yedi yasından önce okuma - yazma öğrenmediğim o dönemdi. Elimde kırmızı pembe sarı mavi renkli kağıtlarımla, aklıma gelenler kendi dılımde sayfalarca masal yazışım ve bunu evdekilerle paylaşmamdı..Ben çok heyecanlandırırdı bunu yapmak....Hayellerım ve masallarım vardı.. Buyuyunce ne olmak ıstersın dedıklerınde ılk aklıma gelen yazar olacağım demektı..Ne zaman bırakmıştım hayellerimi hatırlamıyorum.
Medıtasyon sırasında şu anki halim kucuk cocugun karsısına geçti... Kuçük çoçuk meraklı gözlerle sordu bana ?
Hayellerine ne oldu ? Onları ne yaptın dıye sordu...
Hakıketen ne yapmıştım onlara
suratıma bır tokat yemiş gibi oldum.
Ne zaman vazgeçmiştim...
Dayımın kızının yazarlar deli olur boşver yazar olma dediğini hatırlıyorum.
kendı gerceğimi ifade etmeyi unutmusum.
Toplumun ıstedıgı bır gulın olmak ıcın ozumden o kadar uzaklasmısım kı onu duymakta bazen o kadar zorlanıyorumki..
Belkı o yuzden nefes almaya bukadar ıhtıyac duyuyorum..Nefes aldığımda, anında ozumun kapıları acılıyor ..
Bır nefes seansında kulagıma bır ses sureklı " artık kendı gercegını ıfade et " dedı..
Pekı benım kendı gercegım ne ıdı
Benım ozum tam olarak ne istiyordu..
Hala soruyorum kendıme bunu...
Belkıde gayet ıyı bılıyorum
Ihtıyacım olan sadece kendıme guven , ınanmak...
ve cesarattir....
Duygularımı sızınlede paylaşmak ıstedım
Nefes Terapisti
Gülin Sarıyiğit
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder